Riyad’da oynanamayan Süper Kupa finali, Türkiye’de Suudi Arabistan’a yönelik tepkilerin boyutlarını gözler önüne serdi.
Bu ülkeye yönelik var olan antipatinin ise tek bir sebebi olduğunu ifade etmek güç. Bu konuda belki de bir asırdan daha uzun bir zamana yayılan bir birikim söz konusu.
Bu içeriğimizde, Suudi Arabistan’a yönelik Türkiye’deki tepkilerin tarihi, sosyal perde arka planını sizler için derledik.
Gelin neler yaşandığını birlikte hatırlayalım.
Osmanlı Devleti için Birinci Dünya Savaşı’nın en dramatik cephelerinden birisi Güney’de Filistin, Irak, Suriye ve Arabistan’da yapılan muharebelerdi.
Bir İngiliz subayı olan Thomas Edward Lawrence, Osmanlı’ya karşı bağımsızlık duygularıyla dolu olan Arap aşiretlerinin ayaklanmasında büyük rol sahibi oldu.
İngilizler ile yerel aşiretlerin iş birliği yapmasının ardından binlerce Türk askeri İngilizlere esir düşerek Hindistan ve Myanmar’daki esir kamplarına gönderildiler. Çok büyük kısmı bir daha hiç evlerine dönemedi.
1923 yılında kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı saltanatını lağvederek ulus devlet çatısı altında inşa edildi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kendisini Arap dünyasından ayırma çabaları 100 yıl boyunca hep bir mesele olarak kalmaya devam etti. Bu süreç Türkiye’deki sosyal ve siyasi ayrışma ortamının da hep merkezinde yer aldı.
Türkiye’deki hükümetin, Suriye iç savaşında muhaliflerin safında yer alması, Suriye’de ise merkezi hükümetin büyük ölçüde savaşı kazanması, Suriyeli muhalifleri büyük oranda Türkiye’ye sığınmak zorunda bıraktı.
Türkiye ile Suudi Arabistan ilişkilerini olumsuz anlamda etkileyen en önemli olay ise 2018 yılında yaşandı. Suudi Arabistan’daki Suud hanedanına karşı görüşleriyle bilinen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda Suikaste uğradı.
Türkiye, sürecin başında oldukça kararlı bir duruş ortaya koydu. Ancak daha sonra özellikle ekonomi alanında Suud yönetimi ile ilişkilerinin bozulmasını istemeyen Türkiye, Dava dosyasını kapatarak yetkisizlik kararı verdi.